26 Ekim 2010 Salı

Şevk

Sensiz yine günlerim geçiyor bir tanem. Günlerim, gecelerim geçiyor. Sen yoksun yatağında, benim yanımda yoksun işte. Sensiz nefes alıyorum, sensiz devam ediyorum hayata. Zor oluyor ama oluyor becermeye çalışıyorum. Sensiz yemek yiyorum, sensiz uyuyorum, sensiz yazıyorum ama “Seni yazıyorum.” Çok özlüyorum geleceğin zamanı. Yoksun sen daha ortada. Olmadığın içinde kışımı yaşıyorum. Dondu vücudum, devriliyorum her geçen gün. Ne zaman yıkılacağım hiç bilmiyorum. Tek dileğim sen, tek isteğim sensin. Doğum günleri, yılbaşları, her gün ama her gün seni diliyorum.

Uykum geliyor sensiz yine ama sana olan duygularım canlanıyor. Uyumak istiyorum seninle. Hep hayallerimdesin ama gerçekten yanıma gelmeni istiyorum artık. Uyurken sadece yanımda olmanı istiyorum. Sadece yanımda ol. Elimi tutma, dokunma bana. Sadece yüzüme bak. –Ah! O yüzü nasılda bekliyorum.- Elim uzansın sana dokunamayım. Sanki aramızda cam varmış gibi. Elim uzansın sana doğru, seninde elin bana uzansın.. yan yana aynı yatakta. Bir santimlik aramızda nefesini hissedeyim tenimde. Dudaklarını net görebileyim. Ellerimiz uzansın ama dokunamayalım. Korkalım dokunursak görüntümüz kaybolur diye. Sonra topla bütün cesaretini. İlk sen dokun. İlk sen! Ellerimiz değsin birbirine. Tenimiz değsin. Sımsıkı sarılalım bir ömrün hasreti gibi. Kışımın dinmesi, yazımın gelmesi, ilk filizlenen tohumum gibi. Aşk gibi.. tutku gibi.

Ellerim omzunda, sırtında dolaşsın ve saçlarında. Saçlarım omuzlarında. Ah o teninin sıcaklığı, ellerinin sıcaklığı yayılsın tüm bedenime. Yanaklarımdan sırtıma ısınayım, terleyeyim. Yanayım seninle. Senin için! Aşk ile yanayım.
Dudakların yaksın beni, dudakların söndürsün!
Yanıyorum sana…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder