25 Kasım 2010 Perşembe

Bar


Barda oturuyorum şimdi. Elimde bir şarap oturduğum yere uymuyor. Şık bir masaya, güzel bir bayanın karşısına yakışıyor bu. Yalnızlığıma yakışmıyor. O kadar boş ki zamanım – ya da aklım dolu – Sadece yarım dolu olan şarap bardağına bakıyorum uzun uzun. Parmaklarımı bardağın kenarlarında gezdiriyorum. Farkında mıyım bunun, hayır. Hem de hiç. O kadar gürültülü bir müzik var ki ortamda. Bir alternatif rock işte. Canlı performans olmadığını fark ediyorum. Ara vermiş müzisyenler herhalde. Duymuyorum hiç birini hepsi bir anlık oluyor.
Yüksek rahatsız bir sandalyenin üzerindeyim. Eski bir barın önünde. Koyu renk tahtaları, tezgâhı. Karşımda binlerce içki şişesi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder